gokturkce
 
  Ana Sayfa
  Göktürk yazısı
  Orhun yazıtısı
  Göktürk alfabesi
  Göktürk Alfabesinin Kökeni
  Göktürkçede Ünlüler
  Göktürkçede Ünsüzler
  Yazısında Yazım
  Alıştırma
  Ses özellikleri
  Yapım eki
  İsim Çekim Ekleri
  Fiil Çekim Ekleri
  Fiilimsiler
  Bileşik fiiller
  Sayılar
  Söz varlığı
  Sözlük
  Yazı Fontları
  Göktürk Kağanları
  Örnek Metinler
  Orhun yazıtlarının önemi
  İletişim
Sözlük
alk-: bitirmek, tamamlamak, bitmek, tükenmek, sona ermek
altun: altın
ança: öyle, öylece, şöyle, şöylece, böyle, böylece, o kadar, çok, bedava, karşılıksız
ançula-: takdim etmek, arzetmek, sunmak
apa: ecdat, büyük baba
artuk: fazla, ziyade, artık
aşsız: yemeksiz, aç
balık: şehir, çamur, balçık, bataklık
bark: ev, mezar, türbe, abide
bay: zengin
baz: yabancı, tâbi
bediz: resim, heykel, nakış, şekil, süs
bedizçi: ressam, nakkaş
bengü: ebedî, daimî, sonsuz
bilig: bilgi, fikir, düşünce, zekâ
birle: ile
biti-: yazmak
bitig: yazı, yazma, kitabe, kitap
bodun: budun, ulus, millet, kavim
bulung: taraf, yan
bunça: bunca, bu kadar, böyle
bung: keder, sıkıntı, dert, zahmet, eziyet, minnet
çıgany: yoksul, fakir
eçi: amca, ağabey
edgü: iyi
erinç: olacak, olmalı, tabiî, elbette, -dır / -dir
ertür-: erdirmek, yaptırmak
ıduk: mukaddes, kutlu, mübarek
ıgar: ağır, değerli, önemli, hürmetli
ırak: uzak
igit-: beslemek, bakmak, yetiştirmek, büyütmek, ilgilenmek
illig: illi, vatanlı, ülkeli, devletli
ilsire-: ilsizleşmek, devletsizleşmek, ilini kaybetmek, esaret altına girmek
ini: küçük kardeş
kagan: hakan, hükümdar, kağan
kaganlıg: bağımsız, müstakil, kağanı olan
kagansırat-: kağansızlaştırmak, esaret altına almak
kang: baba, peder
kapıġ: kapı
kazgan-: kazanmak, toplamak, biriktirmek, zapdetmek, ele geçirmek, fethetmek
kedimliġ: giyimli, giyim kuşamı olan, zırhlı
kelür-: getirmek
kergek bol-: yok olmak, ölmek, vefat etmek
kılın-: yaratılmak, yapılmak, meydana gelmek
Kırkız: Kırgız
kisre: sonra, ondan sonra
kony: koyun
kop: çok, hep, pek, tamamen
kögmen: Kögmen Dağı, ormanı, Sayan Dağı
köngül: gönül, kalp, yürek, iç, fikir, düşünce, akıl, anlayış, arzu, ülkü
kurıgaru: batı, batıya doğru
kut: devlet, ikbal, saadet, baht, talih
kutay: ipek, ipekli
kü: ses, ün, şan, şöhret, san
küntüz: gündüz
men: ben
neng: nesne, şey, mal, eşya; h,ç, asla
olur-: oturmak, tahta oturmak, kağan olmak
ot: ateş
ög: anne, üvey anne
ögüz: ırmak, nehir, deniz
ökün-: pişman olmak, eseflenmek, hayıflanmak, kendine gelmek, üzülmek
ölgeli: ölümlü
ötün-: arz etmek, rica etmek, dilek dilemek
sakın-: düşünmek, düşünceye dalmak, endişelenmek, düşünüp taşınmak, yas tutmak
sıgıt: ağlama, feryat figan etmek, sızlamak, matem
sökür-: diz çöktürmek, dize getirmek
sub: su, nehir
süçig: tatlı, lezzetli
süle-: ordu sevk etmek, akın düzenlemek, sefere çıkmak
süngük: kemik
süngüş-: süngüleşmek, mızraklaşmak, çarpışmak, savaşmak, harp etmek
şad: Türk devletinin batı kısmının başkanı, yabgu
Şantung: Şantung Ovası
Tabgaç: Çin, Çinli
teg: gibi
Tengri: Gök, Tanrı, ilâh, Allah, Gök Tanrısı
tigin: Kağan’ın oğullarına verilen unvan, prens
tirgür-: yaşatmak, diriltmek, canlandırmak
tiyin: diye, diyerek
tiz: diz
tokı-: vurmak, dövmek, çarpmak, dokumak, sokmak, batırmak, tokmaklamak, yontmak
tonsuz: elbisesiz, çıplak
torug: doru, doru rengi
törü: töre, kanun, nizam, örf ve adet, görenek, düzen, devlet nizamı
tün: gece
uça bar-: vefat etmek, ölmek, kergek bolmak
udı-: uyumak
Umay: bir Tanrıça adı
üçün: için, dolayı, yüzünden
üküş: çok, fazla
ülüg: kısmet, pay, nasip, şans
yabız: yavuz, fena, kötü, perişan
yablak: kötü, fena, perişan
yadaġ: yaya
yagı: düşman
yarlıka-: buyurmak, lûtfetmek, bağışlamak, esirgemek, korumak
yaşıl: yeşil
yeltür-: koşturmak
yış: orman, ormanlık dağ
yig: iyi
yoġ: natem, yas, ölü yemeği, cenaze töreni
yügürt-: koşturmak, akıtmak
Saat  
   
Bugün 1 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol